Zonguldak Çevre Koruma Derneği Başkanı Ahmet Öztürk, Filyos Endüstri Bölgesinin daha da genişletilmesi için yapılan çalışmalara karşı çıkarak, planlamanın, bölgede, tarımın yanı sıra yeni gelişmeye başlayan hayvancılığı da yok edeceğini iddia etti. Öztürk: “Endüstri Bölgesi’nin sınırını havaalanına kadar yaslayıp, başka kullanımlarla birlikte Çaycuma Köprüsü’ne kadar uzatacak planlamayı reddediyor, ‘Artık yeter’ diye haykırıyoruz.”
Zonguldak Çevre Koruma Derneği Başkanı Ahmet Öztürk Filyos Endüstri Bölgesi’nin genişletilmesi için yapılan çalışmalara karşı çıktı. Öztürk açıklamasında, “Filyos Irmağı’nın ekolojik değeri son derece yüksek deltasından güneye doğru, 6.000 dekarlık alanın, Filyos Vadisi Projesi planlama ilkelerine de aykırı şekilde, daha önce kamuoyuna açıklanmayan yatırımlara tahsis edilerek betonlanması yetmemiş olacak ki, şimdi de, genişletilmesi gündeme geldi. Bu doğrultudaki çalışmalar, bizzat ilgili bakan ve planlamanın başaktörü Zonguldak Ticaret Sanayi Odası başkanınca kamuoyuna açıklandı. Yapılan açıklamalara göre TPAO’ya yapılan tahsis nedeniyle daralan Endüstri Bölgesi’nde tahsis sözü verilen şirketlere yer kalmamış. Çaycuma şehir merkezine doğru genişletilmesi için bakanlıklarda devam eden çalışma yakında sonuçlanacakmış. Bölgenin sınırını havaalanına kadar yaslayıp, başka kullanımlarla birlikte Çaycuma Köprüsü’ne kadar uzatacak planlamayı reddediyor, ‘Artık yeter’ diye haykırıyoruz” dedi.
ALAN TARIM KADAR HAYVANCILIK AÇISINDAN DA STRATEJİK ÖNEMDEDİR
Endüstri Bölgesi’nin genişletilmesi düşünülen alanın Filyos Vadisi’nin en verimli tarım alanları olduğunu söyleyen Öztürk, “Sözü edilen arazide yoğun bir şekilde tarım yapılmaktadır. Son yıllarda ekilmedik bir karış yer kalmayan alanda, üreticiler, yılda, en az iki ürün almaktadır. Alan, bölge ekonomisi için büyük önem taşıyan ve gelişimi için devletin ciddi destekler sunduğu hayvancılık açısından da stratejik önemdedir. Özellikle manda dahil büyükbaş hayvancılıkla uğraşan yetiştiriciler silajlık mısır, arpa, yonca, fiy gibi yem olarak kullandığı ürünleri burada yetiştirmektedir. Bu alanın yok edilmesi tarımın yanı sıra yeniden gelişmeye başlayan hayvancılığın da yok edilmesine neden olacaktır. Bu, ancak akıl tutulması ile açıklanacak plan hayata geçtiği takdirde, bölgenin gıda güvenliği tehlikeye düşmekle kalmayacak, süreç ekolojik yıkımla sonuçlanacaktır” dedi.
LÜTFEN FİLYOS VADİSİ’NİN EKOLOJİK YIKIMI İLE SONUÇLANACAK BU ÇILGIN PLANI DURDURUN
Rusya-Ukrayna Savaşı’nın başta enerji ve gıda olmak üzere yaşamsal önemdeki sektörlerde yerel üretimin önemini ortaya koyduğunu söyleyen Öztürk, açıklamasında, “İzlenen yanlış politikalarla tümüyle dışa bağımlı hale gelen gıda sektöründe, binlerce kilometre uzağımızdaki savaşlar nedeniyle endişeli bir bekleyiş hâkimdir. Konunun bizzat uzmanları savaşın uzaması halinde başta buğday olmak üzere temel bazı ürünlerde fiyat yükselmesi ve tedarik sorunları yaşanabileceğini ifade etmektedir. İklim krizi nedeniyle her geçen gün azalan ya da verimsizleşen tarım alanlarının bir de başka kullanımlara açılarak yok edilmesi ülke güvenliği açısından da tehdit oluşturmaktadır. Devletin tüm yetkililerine sesleniyoruz, lütfen Filyos Vadisi’nin ekolojik yıkımı ile sonuçlanacak bu çılgın planı durdurun. Irmağın milyonlarca yılda oluşturduğu verimli toprakları, ekonomik ömrü taş çatlasa elli yıl olacak tesisler için şirketlere peşkeş çekmeyin” şeklindeki ifadelere de yer verdi.
BUNLARIN YURT SEVGİSİ ÇIKARLARINA DOKUNULUNCAYA KADAR
Kamuoyuna Filyos Vadisi’ndeki planlamaları, sözde ekonominin büyümesi, bölgenin gelişimi, ülkenin geleceği için yaptığını söyleyen aktörlerin sıra ganimeti paylaşmaya geldiğinde birbirilerine düştüklerini de söyleyen Öztürk, açıklamasını, “Kol kola girip ‘vatan-millet’ nidalarıyla Filyos Vadisi’ne çöken kişilerin, çıkarlarına dokunulduğunda vatanı da, milleti de unuttuğu görülmektedir. Kamuoyuna da net cümlelerle ifade edildiği gibi, Filyos’ta doğa düşmanı yatırımların planlayıcıları, Filyos Limanı’nın ülkenin en stratejik yatırımını yapan TPAO’ya devredilmesine karşı çıkmaktadır. Tek gerekçeleri pastadaki paylarının küçülmesinden ibarettir. Ülkenin taşını, toprağını, suyunu, ağacını, kurdunu, kuşunu korumak için mücadele eden bizleri, ‘yatırım ve ülke düşmanlığı’ ile suçlayan bu zevatın yurt sevgisini kamuoyunun takdirine bırakıyor, içinde vicdan taşıyan herkesi Endüstri Bölgesi’nin genişletilmesi için yapılan çalışmalara karşı ses yükseltmeye çağırıyorum” diyerek tamamladı.
Kaynak: www.zhaber.com.tr